Duygularımızı ve düşüncelerimizi karşımızdaki insanlara aktarırken kurmuş olduğumuz cümlelerin açık, anlaşılır, yalın, çelişki içermeyen ve dil bilgisi açısından doğru olarak kullanılması gerekmektedir. Cümle yapısının bu özellikleri taşımadığı durumlarda anlatım bakımından bazı bozukluklar meydana gelmiş olur. Bu durum sonucunda da iletişim sorunları meydana gelir. İşte bu sorunların yaşanmaması için uyulması gereken bazı kurallar vardır.
Türk Dilinde Anlatım Bozuklukları
Anlatım bozukluklarını iki temel başlık altında incelemekteyiz. Bunlar;
- Anlamsal (Anlama Dayalı) Bozukluklar
- Yapısal (Yapıya Dayalı) Bozukluklar
Anlamsal Anlatım Bozuklukları
1-Gereksiz Sözcük Kullanımı
İyi ve doğru oluşturulmuş bir cümlede gereksiz sözcük kullanımı yer almaz. Yer alması anlatım bozukluğuna yol açar. Cümle içerisinde yer alan düşüncenin aktarılmasında etkin rol oynamayan sözcükler gereksizdir. Bu tür sözcükler, cümleden çıkarılmalıdır.
Cümleden sözcüğün çıkarılması ardından cümlede anlam bozulması meydana gelmiyorsa o sözcüğün gereksiz olduğu kesinleşir. Gereksiz sözcük kullanımı eş anlamlı kelimelerin bir arada kullanılması ve anlam bakımından birbirini kapsayan kelimelerin aynı cümlede yer alması şeklinde iki şekilde oluşur.
‘’Yetkililer hala bir açıklama yapmadı henüz.’’ ( ‘’hala’’ ve ‘’henüz’’ sözcükleri eş anlamlıdır. )
‘’Almanya’daki arkadaşımla karşılıklı mektuplaşırız.’’ ( mektuplaşmak tek başına yapılan bir iş olmadığı için ‘’karşılıklı’’ yazılması gereksizdir.)
2-Anlamca Çelişen Sözcük Kullanımı
Doğru bir cümle oluşturulabilmesi için aktarılan yargının net olarak anlaşılması gerekmektedir. Yani cümleyi alan kişi bir fikir edinmelidir. Cümlede birbiri ile uyumsuz ve çelişen kelimeler yer alması aktarılacak olan fikrin anlaşılmamasına yol açmaktadır.
Tam üç yıla yakın bir zaman savaş sürdü. (‘’tam üç yıla yakın bir zaman’’ kelimelerinde ‘’tam kelimesi kesin bir tarih belirtmeyi amaçlarken ‘’üç yıla yakın bir zaman’’ demesi kesinliği bozmakta ve anlamı çelişkiye düşürmektedir.)
3-Sözcüğün Yanlış Anlamda Kullanılması
Cümle içerisinde ye alan sözcüklerin karşıya aktaracağı anlam doğru bilinmelidir. Eğer yanlış bir kelime seçimi yapılırsa anlatılmak istenen düşünceden, fikirden farklı bir düşünce aktarılır.
‘’Yaş geliştikçe aklımız başımıza geliyor.’’ ( cümlede yer alan ‘’geliştikçe’’ yanlış anlamda kullanılmıştır. Çünkü yaş gelişmez, ilerler. Bu yüzden ‘yaş ilerledikçe’’ olması gerekmektedir.)
4- Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanımı
Cümlede sözcüklerin doğru yerinde kullanılmaması, söylenmek istenen anlamın karşıtı bir anlam ortaya çıkmasına veya hiç anlaşılmaması bir gibi bir duruma yol açabilir.
‘’Çok sınıfta duran öğrencilerin elbette canı sıkılır.’’
Yukarıdaki cümlede ‘’çok’’ kelimesi yanlış yerde kullanıldığı için anlatım bozukluğu oluşmuştur. ‘’sınıf’’ kelimesinden önce geldiği için sanki birden fazla sınıf olduğu anlamı çıkmaktadır. Hâlbuki cümlede öğrencilerin tek bir sınıfta olduğu ve sınıfta uzun süre kaldıklarından dolayı sıkıldıkları anlatılmak istenmiştir. Sözcüklerin farklı yerlerde kullanılması burada olduğu gibi cümleye bambaşka anlamlar yükleyebilmektedir.
5- Deyimin Yanlış Anlamda Kullanılması
Deyimler, cümlelerde ve metinlerde dilin anlatım gücünü ve söyleyiş biçimini daha zengin bir konuma getirmek için kullanılan unsurlardır. Kısa, özlü ve etkili sözlerdir.
Kalıplaşmış oldukları için sabit bir anlamları mevcuttur. Bu yüzden cümlede anlatmak istediğiniz anlama en uygun deyimin seçilmesi çok büyük öneme sahiptir. Doğru seçilmeyen bir deyim anlatım bozukluğuna yol açabilir.
‘’Şoför hatalı sollama yaptığı için yolcular canı burnunda seyahat ettiler.’’
Yukarıdaki cümlede ‘’canı burnuna gelmek’’ deyimi farklı bir anlama sahip iken cümlede anlatılmak istenen fikre ters düşmektedir. ‘’canı burnuna gelmek’’ deyiminde çekilen dertlerin dayanılmaz bir boyuta geldiği anlatılırken cümlede büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalınması anlatılmaktadır. Bu yüzden ‘’yüreği ağzına gelmek’’ deyimi kullanılmalıdır.
6- Anlam Belirsizliği
Kişi zamirlerinin kullanılmaması sonucu cümlede olan olayı kim tarafından gerçekleştiği ve kimleri etkilediği konusu netlik kazanamamaktadır. Bu durum sonucunda da anlatım bozuklukları meydana gelmektedir.
‘’Kardeşini derste tahtaya çıkardım.’’
Yukarıdaki cümlede ‘’kardeşini’’ kelimesinde bahsedilen kişinin kimin kardeşi olduğu net olarak anlaşılamamaktadır. Buda anlatım bozukluğuna yol açar.
7- Mantık ve Sıralama Yanlışlığı
Cümlede aktarılan fikirlerin önem sırasının karıştırılması ile mantığa ters gelen durumların ortaya çıktığı bozukluktur.
İlk kez gerçekleşen gösteriye katılım rekor düzeydeydi.
Yukarıdaki cümlede gösterilen gösteri ilk defa yapılmıştır. Ancak sonraki bilgide katılımın rekor düzeyde oluğu söylenmektedir. İlk defa yapılan bir şeyin rekorunun ne olduğu ve bu rekorun geçildiği diye bir durum olamaz. Bu yüzden bir anlatım bozukluğu meydana gelmektedir.
Anlama dayalı anlatım bozuklukları ve yapısal anlatım bozuklukları da kendi içlerinde farklı başlıklar altında incelenen anlatım bozukluklarıdır.
Yapısal Anlatım Bozuklukları
1-Özne/Yüklem Uyumsuzluğu
Özne yüklem uyumsuzlukları kişi bakımından, tekil ve çoğul olma bakımından ve öznenin eksikliği bakımından olmak üzere 3 farklı şekilde oluşmaktadır.
Kişi bakımından;
Özne ben, sen, o ise yüklem 1.çoğul kişiye göre çekimlenmelidir.
Ben ve Rana bu filme daha önce gelmişti. ( özne ile yüklem uyumsuz, Özne 1.çoğul olduğu için yüklem de 1.çoğul olmalıdır. )
Tekillik – Çoğulluk bakımından;
Özne insan ve çoğul ise yüklem tekil veya çoğul olabilir. Ancak insan dışı varlıklar için çoğul şekilde özne olduğunda yüklem kesinlikle tekil olur.
Arılar ne güzel uçuyorlar. ( cümle yanlıştır. ‘’uçuyorlar’’ değil ‘’uçuyor’’ olmalıdır. )
Çocuklar bahçede top oynuyor / oynuyorlar. ( her iki şekilde de yapılan yüklem doğrudur )
Özne Eksikliği Bakımından;
Özne cümlenin temel yapı taşlarındandır. Cümlede öznenin olmaması veya bir özen ile birden fazla cümle kurulması anlatım bozukluğu yaratır.
Onun tezi yakında bitecek ve öğretmen olarak göreve başlayacak. (Cümlede iki farklı cümle yapısı var ancak bir özne var buda anlatım bozukluğuna yol açmakta. Öğretmen kelimesinde önce ‘’o’’ öznesi gelmeli.)
2- Eklerle İlgili Yanlışlıklar
Eklerin eksik ya da fazla kullanılması anlatım bozukluğuna neden olur.
Biz okumasını sevmeyen bir milletiz. ( ‘’okumasını’’ değil ‘’okumayı’’ olması gerekli)
3-Öge Eksikliği
Cümlenin anlatımı için gerekli olan cümle öğelerinin yer alması bozukluğa neden olur.
Neden en çok şairlere kızarlar, korkarlar. (dolaylı tümleç eksik olduğu için anlatım bozukluğu meydana geliyor. ‘’şairlerden’’ kelimesi cümleye eklenmelidir.)
4-Yüklem Eksikliği
Sıralı ve bağlı cümlelerde iki cümlenin bir yüklem ile bağlanması sonucu oluşur.
Evimiz küçük, bahçesi de güzel değildi. ( ‘’küçük’’ kelimesine ‘’tü’’ ek fiili getirilerek bozukluk giderilebilir )
5- Tamlama Yanlışları
Genellikle ad ve sıfatların aynı tamlanana bağlanması sonucu oluşan bozukluktur.
Özel ve kamu kuruluşları tatil edildi. ( özel sözcüğünden sonra ‘’kuruluşlar’’ getirilmelidir )
6- Bağlaç Yanlışları
Bağlaçlar olumlu ve olumsuz yargıları birbirine bağlar. Bu bağlaçların yanlış kullanımı bozukluk oluşturur.
Ben yarın dışarı çıkamam ama evde yapılacak bir sürü işim var. ( ama yerine çünkü gelmelidir )