Osmanlıca, Batı Türkçesi ismi ile anılan ve Oğuz Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Arapça ve Farsça dillerinden etkilenmiş bir dil olarak gösterilebilir. Osmanlıca yazmak için kullanılan alfabe ise Arap Alfabesidir. 28 harften oluşan bu alfabeye Fars alfabesinden alınan p, ç ve j harflerinin eklenmesi ile oluşturulan 31 harfli bir alfabe ile yazılır. Osmanlı Türkçesi ya da Osmanlıca olarak anılan bu dilin yazılması için oluşturulan söz konusu alfabe Osmanlı Alfabesi olarak anılmaktadır. Ayrıca g v n seslerini vermek için de bazı düzenlemeler yapılmıştır. Aynı zamanda Arap alfabesindeki harfler sözcüğün içinde bulunduğu yere göre farklı yazılabilir. Dolayısıyla Arap alfabesi veya Osmanlı alfabesi kullanarak Türkçe yazmak istenildiğinde, harflerin özelliklerini tam olarak bilmek, sesleri doğru verecek ve doğru okunmasını sağlayacak biçimde yazmak gerekir.
Alfabenin önemli bir sıkıntısı da Türkçede bulunan çok sayıda ünlü harfi ya da sesi karşılamak için yeterli olmaması şeklinde gösterilebilir. Örneğin Arap alfabesinde bulunan elif harfi, Türkçede yer alan hem ‘a’ hem de ‘e’ ünlü harflerini, sesleri karşılamak üzere kullanılmaktadır. Elif harfinin üzerine gelen hemze işareti ile ‘e’ harfi ya da sesi elde edilmektedir. Yani hemze tek başına harf değildir, elif harfinin hareket hali olarak tanımlanabilir. Elif harfinin vav harfi ile birlikte kullanılması ile de ‘o, ö, u, ü’ sesleri elde edilmektedir. Vav harfi aynı zamanda ‘v’ sesini ya da harfini karşılamak amacıyla da kullanılmaktadır. Kısaca ifade etmek gerekirse, Arap alfabesi ya da eklemelerle oluşturulan Osmanlı alfabesi aslında Türkçe dilini yazılı hale getirmek için uygun bir alfabe olarak görünmemektedir. Ama Türk toplulukları İslamiyeti kabul etmeye başladıktan sonra ve yüzyıllar boyunca, Arap alfabesinin o dile uyarlanması ile oluşturulan alfabeler kullanılmıştır.
Arap alfabesi 28 harflidir. Osmanlı alfabesi bu alfabeye Farsçadan alınan 3 sesin ilave edilmesi ile oluşturulmuş olan ve üst bölümdeki resimde görülen alfabedir.
Sonuç olarak Osmanlı alfabesi de yüzyıllar boyunca Osmanlıca ya da Osmanlı Türkçesi olarak isimlendirilen dilin yazılması için kullanılmıştır. Dolayısıyla devlet tarafından tutulan resmi evrakların yanı sıra diğer idari işlerde, saray yazışmalarında, bilimsel ve sanatsal eserlerin yazılmasında kullanılmıştır. Bu nedenle ‘Türk tarihi ve İslam tarihi açısından çok önemli kaynaklar Osmanlıca ve Osmanlı alfabesi ile yazılmıştır’ sonucuna varmak yanlış olmayacaktır. Ama bu metinleri Türkiye Türkçesine uygun bir şekilde latin alfabesine çevirmek, iki alfabede karşılığı olmayan sesleri tespit etmek ve hatasız şekilde çeviri yapmak uzmanlık isteyen bir iştir. Osmanlı alfabesinin farklı yazı biçemlerinde kullanılmış olması, yazılmış olması da Osmanlı Türkçesinden günümüz Türkçesine çeviri yapma işini daha zor bir hale getirebilir. Osmanlı Türkçesinde kullanılan yazı biçemleri, Dîvânî, Muhakkak, Nesih, Rik’a, Tevki, Ta’lik gibi yazı biçemleridir. Bu farklı yazı biçemleri padişah buyruklarında, dini materyallerin çoğaltılmasında, resmi belgelerde, günlük el yazısı biçiminde kullanılan ve farklı karakteristik özelliklere sahip olan yazı biçemleri olarak gösterilebilir.