Runik yazı, genellikle Kuzey Avrupa ülkelerinde ve bazı Orta Asya toplumlarında kullanıldığı görülen yazı sistemine verilen isimdir. Runik yazının hangi toplum tarafından icat edildiği ve ilk olarak ne zaman kullanılmaya başladığı, kesin olarak bilinmemektedir. Ama Runik yazı ile yazılmış olan ve günümüze kadar ulaşan kitabe sayısı 5000 tanenin üzerindedir. Bunların büyük bir çoğunluğu ise İsveç, Norveç, Danimarka gibi Kuzey Avrupa ülkelerinde bulunmaktadır.
Bulunan kitabeler genellikle Milattan Sonra 2 ile 9’uncu yüzyıllar arasında yapılmıştır. Ama Runik yazı ile yazılmış olan bazı kitabeler 16 ve 17’nci yüzyıllara kadar devam eden bir süre boyunca kullanıldığını göstermektedir. Runik kelimesi ise, alfabeyi kullanan bazı eski cermen halklarının ‘sırlar’ ile birlikte anılmış olmasıdır. Run sözcüğü eski Hint-Avrupa dillerinde sır kelimesinin karşılığı olarak kullanılan bir kelimedir.
Runik yazının alfabesi olarak gösterilebilecek olan Futhark alfabesi ise, İskandinavya’da yaşayan halklar tarafından kullanılmış bir alfabedir. Bu halklar içinde bulunan Vikingler, İskandinavya’da yaşayan topluluklar tarafından belirlenmiş olan 24 takımyıldızdan oluşan hatta ‘run hattı (rune hattı)’ ismini vermişlerdi. Futhark alfabesi de başlangıçta bu takımyıldızlara denk gelecek şekilde 24 harften oluşuyordu. Ama Milattan Sonra 8. Yüzyıl civarında 16 harf içerecek şekilde kullanılıyordu.
Macaristan gibi bazı bölgelerde de Runik yazı örneklerine rastlanmıştır.
Romanya, Rusya ve Almanya’daki bazı Runik yazı örnekleri, o bölgedeki halklar, Tuna sınırında ya da Vistül kıyılarında bulunan Gotlar gibi halkların bu yazıyı icat etmiş olabileceğini düşündürmektedir. Kuzey İtalya Alpleri ve Güney İsviçre’de elde edilen bazı bulgular ise, yazının kökeninin latinleştirilmiş Cermenceye dayandığını düşündürmektedir. Güney Jutland, Danimarka gibi bölgelerde yaşayan bazı Cermen halklarının Runik yazıyı icat eden kabileler olduğu şeklinde görüşler de bulunmaktadır.
Futhark alfabesinin kaynağı tam olarak bilinmemektedir. Ama öne sürülen varsayımlar içinde Orta Asya’da bulunan bazı Ön-Türklerin Batı Avrupa bölgesine göç ettiği ve Orta Asya’da kullanılan alfabelerin Futhark alfabesinin yani Runik yazının kaynağı olduğu şeklindedir. Orta Asya’da yapılan arkeolojik kazılar ve bulunan kalıntılarda Runik yazı örnekleri, bu görüşlerin doğru olabileceğini göstermektedir. Türk damga (tamga) yazısı, bazı sembollerden ve işaretlerden oluşan çok eski bir resim yazısıdır. Asya’da kullanılan Runik yazıların, bu yazının gelişmesi ile türediği ileri sürülmektedir. Asya’dan göç eden Ön-Türklerin Orhun yazıları ya da Göktürk Yazıları olarak adlandırılan bu yazı örneklerini Avrupa’ya taşıdığı ve Avrupa’da kullanılan Runik yazının bu şekilde oluştuğunu savunan görüşler vardır. Ama Orhun ya da Göktürk yazısı, alfabesi olarak bilinen yazıların Arami alfabesinden türetildiğini veya Sümerler tarafından kullanılmış olan çivi yazısı ile aynı kökten gelmiş olduğunu savunan görüşler de bulunmaktadır. Yine de Runik karakter taşıdığı yani İskandinavya’da bulunan Runik yazılarla ilişkili olabileceği varsayımını yabana atmamak gerekir.
Orta Asya’daki bazı Türk topluluklarının kullandığı Runik Yazı.
Runik yazının nasıl oluştuğuna dair bir varsayım ise Etrüskler ile ilgilidir. Asya ya da Anadolu topraklarından İtalya’ya göç eden Etrüsk uygarlığının, Runik yazıyı Avrupa’ya taşıdığı ve yayılmasına neden olduğu düşünülmektedir. Hangi varsayımın doğru olduğu bilinmemekle beraber, Avrupa’da ve Asya’da rastlanan Runik yazı örneklerinin ortak bir kökene dayandığı düşüncesi ağırlık kazanmaktadır.
Avrupa’da çalışmalarını sürdüren dilbilimciler, Runik yazılar ile hazırlanmış olan kitabeleri çözmekte ve okumakta zorlanmaktadırlar. Kuzey Avrupa’da bulunan kitabeler, üzerinde yer alan yazılara göre 3’e ayrılırlar. Bunlar:
- Töton tarzı
- Angıl tarzı
- İskandinav tarzı şeklinde gruplandırılmışlardır.
Farklı tarzlarda ve Norveççe, Danca, İsveççe, Frankça’nın ilk aşamaları, Gotik, İngilizce, Frizce, Orta Germania kabile dillerinde yazılmış olan Runik yazılar, bazıları sağdan sola doğru yazılmış olmalarının etkisiyle ve az miktarda veriye sahip olunması nedeniyle, Latin Alfabesi kullanan Avrupalı dilbilimcilerin okumakta zorlandığı yazılar olmuşlardır. Günümüzde de hala tam olarak çözülmemiş olan Runik yazı örnekleri ve Runik yazı hakkındaki çalışmalar, Orta Asya’daki benzeri yazıtlar üzerinde uzmanlaşan araştırmacıların katkısıyla ilerlemektedir.