Süryani alfabesi, Süryanice olarak bilinen dili yazılı hale getirmek için kullanılan alfabedir. Bu alfabe M.Ö. 2. Yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlamıştır. Süryani alfabesi, Arami alfabesinden esinlenerek türetilen alfabelerden bir tanesidir. Dolayısıyla kullanılan İbrani alfabesi ve Arap alfabesi ile bağlantılı bir alfabedir. Ayrıca artık kullanılmayan ama Akdeniz ve tüm dünyada kullanılan alfabelerin çoğuna ilham kaynağı olan Fenike alfabesi ile de ilişkilidir. Süryani alfabesine ait olan ilk metinler, Nasturi mezhebine ait olan Nasturi kiliselerinde bulunmuştur.
Süryani alfabesi, Arap alfabesi gibi sağdan sola doğru yazılan bir yazı sistemidir. Alfabede 22 harf bulunmaktadır ve bunların içinde ünlü harfler yer almaz. Bu sesler metni okuyan kişi tarafından tamamlanır ya da hareke ismi verilen işaretlerle metnin, kelimenin doğru okunuşu belirtilir. Aynı zamanda ebced hesabı kullanılan Süryani alfabesinde, ünlü görevi de yapabilen 3 harf bulunmaktadır. ‘Alef’ harfi kelimelerin başında ya da sonunda bulunduğunda ünlü harf görevini de görebilir. ‘Yod’ harfi ise hem ‘y’ sesini karşılar hem de ‘i’ ya da ‘e’ seslerini vermek için kullanılabilir. Bunlara benzeyen üçüncü harf olan ‘vav’ harfi de ‘v’ ünsüzünün yanı sıra ‘o’ ve ‘u’ ünlülerini ifade etmek amacıyla kullanılabilir.
Süryani alfabesinin bir başka özelliği de farklı çeşitlerinin bulunması, değişik dönemlere ya da bölgelere ait farklı Süryani alfabesi çeşitlerinin kullanılmasıdır. Bu alfabenin temel olarak üç çeşidinin olduğu söylenebilir. Farklı üç çeşit Süryani alfabesi ise şu şekilde verilebilir:
1.Esṭrangelā: Alfabenin en eski çeşididir. Artık Süryanice yazılar için kullanılmayan bu klasik çeşit, 10. Yüzyıldan sonra zaman zaman canlandı. Bazı yazıtlarda, unvanların belirtilmesinde ya da bazı üniversitelerin bilimsel yayınlarında kullanıldığı görülebilir. Daha çok bir süsleme yazısı olarak kullanılmıştır
2.Pšīṭā: Bu yazı biçimi Estrangelā yazısından daha basit ve yumuşak görünümlü bir yazıdır. Batı Süryani lehçesinin yazıldığı bu çeşit, Serṭā, Maruni ya da Yakubi adlarıyla da bilinir. Hareke kullanılan bu yazı çeşidi, bir el yazısı olarak da nitelendirilebilir. Zaten parşömen kullanmanın daha ucuz, ekonomik hale gelmesi ile yaygınlaştığı düşünülmektedir. 8. Yüzyıldan itibaren yaygınlaştığı görülmektedir.
Süryani alfabesinin çeşitlerinden birisi de Pšīṭā, Serṭā, Maruni ya da Yakubi isimleriyle bilinen yazı çeşidiydi.
3.Madnḥāyā: Doğu Süryani lehçesinin (genel olarak) yazıldığı çeşit olarak bilinir. Bu yazı çeşidi ilk iki sırada yer alan çeşitlerin bir karışımı olarak gösterilebilir. Ünlüleri belirtmek üzere kullanılan harflerin üzerinde ya da altında yer alan noktalama işaretlerinin kullanıldığı bir sistemdir. Swādāyā, Asuri, Keldani ya da Nesturi olarak da isimlendirildiği görülen Doğu yazı çeşidi, İbrani yazı sisteminde kullanılan Nikkud isimli noktalama işaretlerinin öncülüğünü yapan sistem olarak düşünülmektedir.
Bu yazı çeşitlerinin dışında Melkidler tarafından kullanılan ve Pšīṭā, Yakubi, Maruni, Serṭā gibi isimlerle anılan Batı Süryani yazısından türediği kabul edilen Melki yazısı gibi daha az kullanılan çeşitler de bulunmaktadır.